16 Ağustos 2011 Salı

kök hücreden kas üretildi-ankara ünüversitesi

 Doç. Dr. Çetin Kocaefe'nin haberi yalanlayan açıklaması:

Sayın Kas Hastalıkları Derneği’nin değerli üyeleri,

22 Ocak 2011 tarihinde Hürriyet Gazetesi manşetinde yayınlanan “Türk Malı Mucize Kas” başlıklı habere ve bunu takip eden akşam haberlerinde çıkan bu konu ile ilgili diğer haberlere istinaden görüş ve fikirlerimi sizlere sunmak istiyorum.

Habere konu olan bilimsel çalışmanın çok büyük bir kısmı tarafımdan gerçekleştirilmiş olup bilimsel fikrî içeriği tarafımca hazırlanmış ve geliştirilmiştir. Bu bilimsel çalışma 2008 yılında tarafımca başlatılmış olup insan göbek kordonu kök hücrelerinin kas dokusu oluşturmak üzere yeniden programlanması temeline dayanır ve 2002 yılından beri yurt dışında ve içinde (Hacettepe Üniversitesi) sürdürdüğüm çalışmaların devamı niteliğindedir. Bu haberlere neden olan bilimsel çalışma, yurt dışında kök hücre bilim dünyasının en saygın dergilerinden biri olan “Steem Cell Reviews and Reports” dergisinde 28 Haziran 2010 tarihinde yayınlanmıştır. 

Gazete ve televizyon haberlerine konu olan bilimsel çalışma laboratuvar şartlarında gerçekleştirilmiş bir kavram geliştirme çalışması olup, göbek kordonu kök hücrelerinin ne şekilde kas dokusuna dönüştürülebileceğini gösterir nitelikte bir çalışmadır. Hem bu çalışma hem de aynı bilimsel dergide yayınlanan bir diğer çalışma (Vieira 2010) göbek kordonu hücrelerinin kas dokusuna fizyolojik şartlarda farklılaşamayacaklarını ortaya koymuştur. Ancak dışarıdan yapay bir gen transferi ile göbek kordonu hücrelerinin kas dokusuna dönüştürülmeleri mümkün olmuştur. Bu yönü ile bu yaklaşımın kas hastalıklarının tedavisinde kullanımı “henüz” söz konusu değildir. Bu konuda alınması gereken çok uzun bir yol ve yapılması gereken çok sayıda çalışma vardır. Günümüzde tedavisinin mümkün olmaması nedeni ile kas hastaları bu konuda her türlü yayın ve yapılan bilimsel çalışmayı titizlikle takip etmektedir. Gazetede ve görsel basına konu olan haberler malesef içerik ve kapsam olarak kas hastalarına “gereksiz umut” verecek yönde bilimsel sonuçların yanlış yorumlanmasıdır. Bu yönü ile kesinlikle bilim ahlakı ile bağdaşmaz niteliktedir.

Bu bilimsel yayının haklarına sahip araştırıcı olarak çıkan haberler ve içerikleri hakkında daha öncesinde hiçbir şekilde bilgilendirilmedim ve her ne kadar ismim geçmiş olsa da içeriği hakkında da hiçbir şekilde fikrim alınmamıştır. Bu konu ile ilgili bazı gerçekleri kas hastaları, aileleri ve kamu oyuyla paylaşmak istiyorum:

1999 yılından beri kas hastalıkları konusunda temel tıp bilimleri araştırmaları yürüten bir araştırıcıyım. Haberinize konu olan bilimsel çalışmanın fikrî hakları tarafıma ait olup sonuçları malesef yanlış ve yanıltıcı şekilde aktarılmıştır. Çalışmanın çok büyük bir kısmı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılmış olup Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü ile herhangi bir ilişkisi yoktur. Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü, bu çalışmanın deneysel kısmının bitişinden çok sonra (20 Kasım 2009) kurulmuştur. (Oysa ki bu bilimsel yazının ilk hali 29 Eylük 2009’da yazılmıştır.)

Bu bilimsel araştırma göbek kordonu hücrelerinin kas dokusuna dönüştürülmesi işleminin deneysel temellerini açıklayan bir “moleküler tıp” çalışması olup, hastalık tedavisine yönelik olarak gerçekleştirilmemiştir. Çalışma ve sonuçları kas hastalıklarının tedavisine yönelik yeni yaklaşımlar geliştirilmesine yardımcı nitelik taşımaktadır ancak, haberlerde de geçtiği şekilde “kas erimesine karşı dirençli” veya “felçliye tedavi umudu” taşıyan sonuçlara malesef sahip değildir. 
Yapılan çalışma laboratuvar şartlarında gerçekleştirilen bir hücre çalışmasıdır. Kas hastalıklarının tedavisine yönelik hiçbir hayvan deneyini içermemektedir. Bu haliyle insanlar üzerinde tedavi amacıyla uygulanabilecek bir yönü yoktur.

Bu çalışma kas hastalıklarının tedavisine yönelik bir “klinik uygulama” değildir. Önümüzdeki beş yıl içinde de tedaviye yönelik her hangi bir uygulama alanı bulması malesef mümkün değildir.

Çalışma sürecinin çok büyük bir kısmı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde gerçekleştirilmiş olup, fikir, deneysel yaklaşım, yapılan ölçüm ve analizler tarafımca tamamlanmıştır. Bu çalışmada katkısı olan 4 araştırıcı vardır. Çalışmadaki görev ve sorumlulukları şu şekilde dağılım göstermektedir; 
Doç. Dr. Çetin Kocaefe (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi)
Çalışmanın tasarımı, içeriği, tüm deneylerin planlanması ve uygulanması, gen aktarımı ve sonuçlarının hazırlanması, bilimsel analizler ve ölçümler. Çalışma sonuçlarının bilimsel yayın haline getirilmesi. 
Uzm.Biyolog Deniz Balcı (Ankara Üniversitesi)
Çalışmaya konu olan hücrelerin göbek kordonundan ayrıştırılması ve çoğaltılması. 
Dr. Burcu Balcı Hayta (Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi)
Çalışmada yer alan kas proteinleri analizleri 
Prof. Dr. Alp Can (Ankara Üniversitesi).
Çalışmaya sonuçlarının bir kısmının mikroskopi ile görüntülenmesi, çalışmanın yayın haline getirilmesi.

Yukarıdaki detaylardan da anlaşılacağı üzere habere konu olan ve çalışmayı sahiplenerek kamu oyuyla paylaşan Prof. Dr. Günhan Gürman’ın bu çalışma ile hiçbir ilişkisi ve dahli yoktur. Kendisinin kas dokusu veya hastalıkları ile ilgili herhangi bir bilimsel eseri bulunmamaktadır.

Bu çalışmaya konu olan yaklaşım, 1998 yılından beri bilim dünyası tarafından bilinen bir yeniden programlama deneyidir. Tarafımca, 2001-2004 yılları arasında yapılan çalışmalarla aynı yaklaşım kullanılarak yağ hücrelerinin de kas dokusuna dönüştürülmesi gerçekleştirilmiş olup 2005 yılnda bilim dünyasına bir yayın olarak sunulmuştur. 

Sonuç olarak bu çalışma ve sonuçları bilim dünyası tarafından kabul görmüş bilimsel gerçekler olup deneysel niteliktedir ve henüz “kavram geliştirme” aşamasındadır. 
Özet olarak bu çalışma bilinen bir yaklaşımın yeni bir kök hücre tipi üzerinde uygulanmasından ibarettir. Bu çalışma ve sonuçlarının kas hastalarına ve Türk kamu oyuna “yeni bir umut” olarak sunulması yanlıştır ve bu konuda son derece hassas olan kas hastalarının içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında önemli bir hatadır. Kas hastalıklarının tedavisine yönelik temel bilimler araştırmalarını yıllardır sürdüren sorumluluk sahibi bir araştırıcı olarak hastaların ve ailelerin yanıltılmaması ve çalışma sonuçlarının yanlış anlaşılmaması için şimdiye dek yaptığım tüm çalışmaların bilimsel yayınlarında içerikten başlığa kadar büyük bir titizlik gösterilmiştir. 

Bu nedenle tarafıma bilgi verilmeden ve onayım alınmadan gazetelerde ve televizyonlarda yayınlanan bu haberlerden dolayı duyduğum üzüntüyü sizinle ve tüm kamu oyuyla paylaşmak istiyorum.

Sorumluluk sahibi bir araştırıcının bilimsel çalışmalarını sürdürebilmesi için yaptığı çalışmaları çarpıtmasına veya sonuçlarını abartmasına ihtiyacı olmamalıdır. Ben, geçmişte olduğu gibi kas hastalıklarına yönelik temel araştırmaları ömrümün sonuna kadar bir bilim insanına yakışır ağırbaşlılıkla ve bilim ahlakı kurallarına bağlı olarak sürdürmeye çalışacağım. Bir bilim insanının çalışma ve sonuçlarını yayınlayacağı bilimsel platform ve dergiler belirlidir. Eğer bir gün bir kas hastasını emeğim olan bir yöntemle ve klinik araştırmacılar ve hekimlerle birlikte tedavi edebilirsem ancak o zaman diğer hastalara da ulaşabilmek amacıyla basın mensuplarının yardımını isterim. 

Kas hastalıklarını daha iyi anlayabilme ve çözüm arama amacıyla yaptığım temel bilimler çalışmalarının ve sonuçlarının bu konuda başka beklentileri olan kimseler tarafınca çarpıtarak sansasyonel haber yaratılmasını üzüntü ve endişe ile izledim. Malesef bu haberler kas hastalarına umut aşılamakla birlikte, kaynakları son derece sınırlı olan ülkemiz araştırıcılarına da çok büyük zarar vermektedir. Türkiye'de kas hastalıkları ile mücadele eden çocuk nörolojisi uzmanı hekimlerin dışında bu alanda tedaviye yönelik temel bilimler araştırmaları yürüten çok az kişiden biri olarak bu kişiler adına sizlerden ve tüm kas hastalarından özür diliyorum. Bu açıklamamın tüm kas hastaları ve dernek üyelerine duyurulabilmesi amacıyla yardımlarınızı rica ederim. 

Saygılarımla,

Doç. Dr. Çetin Kocaefe
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı
Türk hekimler tıp tarihine geçecek bir buluşa imza attı. Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Günhan Gürman, Prof. Dr. Alp Can ve ekibi Doç. Dr. Çetin Kocaefe, doktora öğrencileri Deniz Balcı ve Burcu Balcı Hayta’nın kök hücreden kas ürettiklerini açıkladı. Gürman, kas hastalıklarının ölümcül olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Halk arasında adale erimesi olarak bilinen bu hastalığa ümit olacak bir yaklaşım yoktu. Tek çare kök hücreyle yeni kas üretilebilmesi ve insanların yeni üretilen kastan faydalanabilmeleriydi. Enstitümüz öğretim üyelerinden Prof. Dr. Alp Can ve ekibi, göbek kordonundan aldıkları kök hücrelere, gen aktararak eksik kas proteinini sentezlettirerek hastalığa dirençli yeni bir kas hücresi yapmayı başardılar. Bu çalışma kök hücre konusunda en saygın bilimsel dergilerden biri olan Stem Cell Reviews and Reports dergisinin Eylül sayısında yayınlandı.”

ALT YAPI ŞART
“Ankara Üniversitesi bünyesinde kuruluş çalışmaları yürütülen Kök Hücre Enstitüsü laboratuvar tesis çalışmaları sonuçlandığında bu konudaki çalışmaların hastaların tedavisinde kullanılma süresi çok kısalacak. Bu altyapı ile üretilen kas insana da uygulanabilecek.”

MERKEZ KURACAĞIZ
“Bizim şu anda Milli Emlak’tan beklediğimiz 100 dönümlük bir alan var. Bu alana Ulusal Mükemmeliyet Merkezi’ni kurmak istiyoruz. Bu merkezde, imkanların da artırılmasıyla çaresi olmayan hastalıklara çare bulmak için çok daha fazla çaba gösterebilecek. Bu merkez beyin göçünü de tersine çevirecek. Şu anda kısıtlı imkanlarla çalışan ama yine de bir başarıya imza atan Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü’nde çalışmak isteyen bilim insanları var. Böylece yurtdışındaki önemli bilim insanlarımız ülkelerine de dönmüş olacaklar.”

KANSER AŞISI ÜRETTİLER
Kök Hücre Enstitüsü meme ve kalın bağırsak kanserlerinin kök hücrelerine karşı aşı geliştirme konusunda büyük gelişme kaydetti. Enstitü, kendini yenileme kabiliyeti olmayan kıkırdak hücrelerini kök hücreden üretmiş, insan üzerinde de uygulama gerçekleştirmişti 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder