15 Ağustos 2011 Pazartesi

omurilik yaralanmalarında rehabiltasyon

OMURİLİK NEDİR ?

Omurilik beynin uzantısı olan  sinir  yolları demetidir ve  ense kökünden başlayarak bel bölgesine kadar uzanır. Çok önemli ve kritik görevleri olan sinir yapıları içermesinden dolayı omurganın  ortasındaki kanaldan aşağı doğru iner ve böylece bir taraftan vücudun hareketlerine göre şekil değiştirirken, diğer taraftan darbelere karşı korunmuş olur. Omuriliğin boyu, omurgadan kısa olduğu için, insanlarda 1. ve 2. bel omuru  hizasında  sona erer;  buradan itibaren  kuyruk sokumuna kadar giden kanal içinde  atkuyruğu şeklindeki  sinir uzantılarıyla devam eder.  Omuriliğin en önemli görevi, beyinden gelen duyu ve hareket komutlarını kol ve bacaklara iletmektir.  Aynı şekilde gövde, kol ve bacaklardan gelen uyarıların da beyne ulaşmasını sağlar .  Sinirlerdeki ve omurilikteki iletim görevleri  çok hızlı bir şekilde yapıldığından günlük yaşantımız sırasında hiç sıkıntı çekmeden gerekli tüm hareketleri yapabiliriz .

OMURILIK YARALANMASI NEDIR ?

Omurilik, kemik kanalın içinde  korunaklı bir durumda olduğu halde, düşme, çarpma, ezilme veya kırık gibi  travmalardan zarar görebilir ve bunun sonucunda “omurilik yaralanması” dediğimiz durum ortaya çıkar. Omurilikteki sinir hücreleri çok duyarlı olduğu için özellikle omurga kırıkları sonucunda çevreye bası yapan keskin kemik kısımlardan etkilenir ve hasara uğrar. Böylece  beyinden gelen duyu ve hareket iletilerinin, o seviyenin altındaki  vücut kısımlarına ulaşmasını engelleyen yalıtkan bir tabaka oluşur.  Omurilik hasarı bel ve göğüs kısımlarında ise her iki bacakta birden kuvvet kaybı olur ve buna “parapleji” adı verilir. Omurilik hasarı boyun bölgesinde ise hem kollarda hem de bacaklarda kuvvet ve hareket kaybı görülebilir ve “tetrapleji” olarak adlandırılır.
Ülkemizde omurilik yaralanmalarının en önemli nedeni trafik kazalarıdır. Diğer nedenler arasında düşmeler, spor yaralanmaları, ateşli silah yaralanmaları ve enfeksiyonlar sayılabilir.
Gençler arasında sık rastlanan nedenlerden biri, derinliği fazla olmayan suya balıklama atlama sonucu  boyun omurgasındaki kırıklardır.
Ciddi bir yaralanma geçiren hastalara yapılan ilk müdahale  çok önemlidir. Örneğin trafik kazası geçiren bir hastanın araçtan çıkarılması sırasında çok dikkatli olmalı, bel ve boyun aşırı bükülmemelidir. Böyle bir durumda, yetkili  tıbbi yardım ekibi gelinceye kadar beklenmeli ve hasta kaza yerinden en yakın hastaneye  nakledilirken bel ve boyun bölgesi uygun şekilde tesbit edilmelidir.
Omurilik hasarının erken devresinde ameliyatın gerekli olup olmadığı değerlendirilir. Ameliyattan sonraki dönemde ise mümkün olduğu kadar erken, hastanın henüz yatağa bağlı durumda olduğu günlerden itibaren  rehabilitasyona başlamak gerekir.  Hastanın  yatış pozisyonu çok önemlidir. Duyu kaybı nedeniyle, fazla basınca uğrayan yerlerde kolayca yaralar açılabilir. Bası yarası denen bu sorundan korunmak için hastanın yatak içindeki pozisyonu  belli aralıklarla değiştirilmelidir. Bunun için gündüzleri saatte bir, geceleri ise iki saatte bir hastanın sağ- sol yanlara veya yüzüstü pozisyona çevrilmesi gerekir. Basıncı azaltmak için özel yataklar ve minderlerden yararlanmak da mümkündür, ancak yine de pozisyon değiştirmeyi ihmal etmemek gerekir. Ayrıca banyo yaparken sıcak su musluğunun fazla açık olmamasına dikkat edilmelidir. Sürekli yatmak zorunda kalan  hastaların  kaslarında incelme, eklemlerde ise sertlikler oluşması riski vardır. Bu nedenle henüz ayağa kalkamayan hastalarda yatak içinde pasif egzersizlere başlanmalıdır.
Omurilik hasarı sonucu idrar ve dışkı çıkarılmasında da sorunlar yaşanabilir. Erken dönemde hastaya daimi sonda uygulanır. Ancak mümkün olan en kısa sürede daimi sondadan kurtarıp aralıklı sonda yöntemine geçilmesi gerekir. TAK adını verdiğimiz bu yöntemde bizzat hastanın kendisi veya bakıcısı tarafından 4-6 saat aralıklarla mesaneye sonda konur, idrar tamamen boşaldıktan sonra sonda çıkartılır. Dışkı çıkarımı için de her sabah tuvalette oturtularak barsak eğitimine başlanır.
Omurilik hasarının erken döneminde hastanın kol ve bacak kasları tamamen gevşek durumdadır. “Spinal şok”   adı verilen bu dönemden sonra yavaş yavaş kasların iç gerginliği artmaya başlar, zamanla kaslarda  “spastisite “  denilen aşırı kasılmalar  da olabilir.
Hastanın genel durumu uygun olduğu günden itibaren ayakta durma çalışmalarına başlamak gerekir. Uzman bir  ekip tarafından yönlendirilen hastada ayakta durma çalışmalarına başlanır. Bacaklarında tamamen güç kaybı olan hastalarda bu amaçla “paralel bar”   içinde “breys” adı verilen destekler yardımıyla ayakta durma ve adım atma çalışmalarına başlanır.
Adım atma çalışmaları ilerledikçe hasta paralel bar dışına çıkartılarak  günlük yaşantısını kolaylaştıracak  hareketler ve transfer aktiviteleri öğretilir. Yataktan tekerlekli iskemleye, iskemleden tuvalete  geçişler, günlük bakım ve temizlik faaliyetleri, giyinme, soyunma gibi aktiviteleri mümkün olduğu kadar hastanın tek başına yapması istenir.  Bu çalışmalar sonunda, hasar seviyesine ve ihtiyaca göre yapılmış breysler yardımıyla   hastalar belirli bir bağımsızlık kazanmış olur ve omurilik hasarına rağmen günlük yaşantılarını yeni bir düzen içinde devam ettirebilirler. Bu noktaya gelinceye kadar dikkat edilmesi gereken en önemli  konu, hastanın  rehabilitasyonunu engelleyecek  yan sorunların ortaya çıkmamasıdır.
Omurilik yaralanmalı hastalarda görülebilen  tıbbi sorunların başlıcaları şunlardır :
  • Solunum Problemleri: Özellikle  tetraplejik hastalarda görülür ve yakından izlenmesi gerekir.
  • İdrar yolu sorunları : Enfeksiyon ve taş oluşumu sık görülür. Hastanın sıvı alımının ve idrar çıkışlarının düzenli olması çok önemlidir.
  • Toplar damarlarda tıkanma ve iltihaplanma: Bacaklarda aniden şişme ile karakterize olan bu durumun acilen tedavisine başlanmalıdır.
  • Ani  hipertansiyon krizleri : Otonom disrefleksi adı verilen bu durum 6. göğüs omurundan daha yukarıdaki yaralanmalarda olur ve acil tıbbi müdahaleyi gerektirir.
  • Kas ve eklem sorunları : Hareket ve güç azlığına bağlı olarak kaslarda incelmeler, eklemlerde ise sertlik ve kireçlenmeler olabilir. Bunları önlemek için uygun egzersizlerin yanı sıra  bir takım yardımcı  cihazlar da kullanılabilir.
  • Cinsel fonksiyon kayıpları : Özellikle erkek hastalar için söz konusudur ve bu konuda uzmanların önerileri alınmalıdır..
  • Sosyal ve psikolojik sorunlar : Ciddi yaralanma geçiren her hastada olduğu gibi omurilik hasarlı hastaların da psikolojik desteğe ihtiyacı vardır. Yaralanmadan sonraki dönemde iş ve aile ilişkilerinin yeniden organizasyonu için  sosyal hizmet uzmanlarının  önerileri dikkate alınmalıdır.

OMURILIK HASARINDA DIĞER TEDAVI YÖNTEMLERI :

Omurilik hasarı geçiren bir hastanın rehabilitasyonu uzun ve zorlu bir süreci içerir. Bu nedenle, yaralanmanın erken döneminden itibaren hastalar daha çabuk sonuç veren bir tedavi alternatifi aramaya başlarlar. Bu amaçla tüm dünyada çok yoğun araştırmalar  ve deneyler yapılmakta, omurilik hasarının tedavi çareleri araştırılmaktadır. Ancak,  klinik uygulamaya girmiş ve insanlarda iyi sonuç veren mucizevi bir yöntem şimdilik söz konusu değildir. Son yıllarda adından çok bahsedilen kök hücre tedavileri de henüz araştırma evresindedir, insanlarda ne kadar yararlı olduğu çok tartışmalıdır, üstelik ciddi yan etkileri de olan bir tedavi yöntemidir. Aynı şekilde, çeşitli otlar, vitaminler, ev ilaçları, hiperbarik oksijen  ve akupunktur tedavisi gibi alternatif yaklaşımların da omurilik hasarı üzerine ciddi bir yararı yoktur. Bu gibi konularda uzman hekime danışmadan harekete geçmemelidir.
Rehabilitasyon sürecinde nelere dikkat edilmelidir  :
Yukarda belirtildiği gibi rehabilitasyon uzun ve sabırlı çabalar gerektiren bir  süreçtir. Başlangıçta çok zor gelse de, bu çabalar sonunda etkisini gösterir ve hasta yeniden büyük ölçüde bağımsızlığını kazanabilir. Rehabilitasyonun asıl   amacı hastanın yaşamını başkasına muhtaç olmadan sürdürebilmesi, ekonomik kayba uğramaması, yeniden çalışmaya başlaması ve toplum içinde her türlü etkinliğe katılabilmesidir.
Bu amaca erişebilmek için bilimsel esaslara uygun kapsamlı bir rehabilitasyon merkezinde eğitim görmek temel koşuldur. Rehabilitasyon merkezinde uygulanan tedavi ve yöntemler  kendi alanlarında uzmanlaşmış ekip elemanları tarafından gerçekleştirilmelidir. Rehabilitasyon ekibinde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanı hekimle birlikte fizyoterapist, rehabilitasyon hemşiresi, hidroterapist, psikolog, uğraşı terapisti, sosyal hizmet uzmanı, ortez- protez uzmanı ve yardımcı tedavi elemanları yer almalıdır. Gerektiğinde diğer branşlardaki hekimlere ve terapistlere de kolayca ulaşılabilmelidir.
Hastanın bağımsızlığını artırmak ve rehabilitasyonu hızlandırmak için teknolojik gelişmelerin ışığında sürekli yeni yöntemler ve sistemler geliştirilmektedir. Örneğin   yürüme çalışmalarında kolaylık sağlayan yeni  breys tipleri ve robotik yürüme sistemleri vardır. Tekerlekli iskemleye  bağımlı hastalar için  elektrikli iskemle modellerinin yanı sıra bilgisayar destekli sistemler, günlük yaşamda büyük kolaylıklar sağlamakta ve hastanın bağımsızlığını artırmaktadır. Asistif Teknoloji denilen yeniliklerin sağladığı kolaylıklarla  rehabilitasyonda başarılı olan hastalar yeniden  çalışmaya başlayarak  ekonomik özgürlüklerini kazanabildikleri gibi evlilik yaşamını da sürdürebilirler.

SONUÇ :

Omurilik yaralanması vücutta bir takım fonksiyonların kaybolmasına yol açmakla birlikte
asla dünyanın sonu demek değildir. Omurilik yaralanmasının tedavi ve rehabilitasyonunda en önemli husus, erken dönemden itibaren bilimsel esaslara uygun tedavi ve rehabilitasyon programlarının uzmanlar tarafından planlanması ve hastanın buna harfiyen uymasıdır. Bu kurala uyulduğu takdirde omurilik yaralanmalı bir kişi,  önemli  eksiklikler olmadan yaşamını sürdürebilir ve toplum içinde pek çok etkinliğe katılabilir.
Böylesine ciddi bir yaralanmadan sonra çok üst düzey yöneticilik yapan, hatta devlet başkanı olan, bilimde, sanatta ve sporda en üst noktalara erişebilen pek çok insan vardır ve bu insanların başarıları tüm insanlara örnek olmalıdır. Dört yılda bir tekrarlanan Olimpiyat oyunlarının hemen ardından yapılan Paralimpik Oyunlardaki sporcuların  çoğu omurilik yaralanmalı kişilerdir ve elde ettikleri sportif dereceler hayranlık uyandıran düzeylerdedir.
Azim ve sabırla tüm zorlukların üstesinden gelinebileceğini ve her şeye rağmen hayatın güzel olduğunu hatırdan çıkarmayalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder